Anadolu’nun ve yakın coğrafyasının yapı sanatı ve mimarlık kültürünü özümseyerek, döneminin kusursuz denebilecek yapılarını tasarlayan ve gerçekleştiren büyük usta Sinan’ı saygı ile anıyoruz.
Yaklaşık yüzyılı kapsayan yaşamı süresince insanlığa sunduğu eşsiz mimarlık eserleri, günümüze ve dünya mimarlık tarihine esin kaynağı olmayı sürdürürken, bu toprakların ve toplumumuzun uygarlık ve kültür elçiliği görevini de üstlenmektedir. Gerçekleştirdiği çok çeşitli işlevlerdeki yapılarında, ölçülendirme ve oranlandırma, strüktürel yalınlık, çevreye duyarlılık, uyum, kütle plastiği ve estetik düzey, mekansal bütünlük ve güçlü anıtsal ifade ile yapıldıkları kentleri de biçimlendiren özgün bir kompozisyon görülmekte, bu nitelikleriyle günümüz mimarlarına yüzyıllar öncesinden mesajlar vermektedir. Sinan gibi ayrıcalıklı ve eşsiz yaratıcılığa sahip bir dehanın ürettiği eşsiz mimarlık mirası yapılara sahip olan ülkemizde, bugün yaşananlara bakıldığında mimarlık adına, yapı sanatı adına, kentleşme, planlama adına ortaya konan gelişmeleri kaygıyla, endişeyle ve üzüntüyle izliyoruz. Kentleşme alanı ve planlama süreci, daha iyi bir gelecek ve yaşam kalitesi yüksek insan yerleşmeleri yaratma amacından çok, akla ve bilime uymayan, kentleri, tarım alanlarını, orman alanlarını, kıyıları, kültür mirası alanları kısaca bütün değerlerimizi tüketircesine acımasızca ve geriye dönüşü mümkün olmayan bir tahribat aracı olarak uygulanmaktadır.
Gerçek anlamda üretmeyen, istihdam yaratmayan ve hakça bölüşmeyen bir ekonomik yapının ve kent toprağının rantına ve yağmalanmasına dayanan kentleşme politikalarının sürdürülebilir olmadığını, olamayacağını, yüksek sesle belirtmek zorundayız. Kentlerimizi ve yerleşme alanlarımızı, yapıldığı çevreye duyarlı, estetik düzeyi, mimarlık ve tasarım niteliği yüksek, planlı ve kimlikli yaşam ortamlarına dönüştürmek karar vericilerin en öncelikli görevi ve sorumluluğudur. Günümüzde kentler yaşam kalitesi ekseninde değerlendirilmekte, bu bağlamda yaşayanların mutluluğuna katkıda bulunan yapılar ve kentsel mekanlar istenmektedir. Sahip olunan mimarlıkların niteliği kentlerin yaşam kalitesine doğrudan olumlu katkı yapmaktadır. Bu nedenle kentlerin mimarlık düzeyinin yükseltilmesi amaçlanmalı ve ödünsüz uygulanmalıdır. Mimarlık yaşanılan çağın bilimine, yapı teknolojisine, estetik algısına ve yenilikçi yaratıcılığa ait değerler bütününü yansıtan bir sanat alanıdır aynı zamanda.
Başta karar vericiler olmak üzere, Mimar Sinan’a ve eserlerine bakan herkesin bunu anlamasını, özümsemesini ve ders çıkarmasını öneriyor, tavsiye ediyoruz. Büyük usta ve bilge yapı sanatçısı Mimar Sinan’ı yarattığı çok güçlü mimarlık eserleriyle kültürümüze ve dünya uygarlık tarihine yapmış olduğu katkıları nedeniyle ölümünün 427. yılında saygıyla anıyoruz.
Hasan Topal
Mimarlar Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı