"Kulaktan Kulağa" Projelerle Değil, Birlikte Yönetilen Bir Kent İstiyoruz

"Kulaktan Kulağa" Projelerle Değil, Birlikte Yönetilen Bir Kent İstiyoruz

23 Aralık 2014

Yaşadığımız kentte birçok davaya konu olan, plan olmadan veya plan kararları değiştirilerek projeler gerçekleştirilmekte. Kentimizde İzmir Körfezi Tüp Geçişi, Konak Tüneli gibi projeler yapılabiliyorsa, araç trafiği arttırılarak, hızlandırılarak, kent merkezi otoyola çevriliyorsa, İzmir için de "doğru", "çağdaş" bir ulaşım planlamasından, kent planlamasından söz edemeyiz. Doğru bir ulaşım planlaması yapılabilmesi için;

-Mekansal planlamanın ve ulaşım planlamasının birlikte çalışılması,

-Ulaşım çözümlerinin rant için değil, kent ve kentli için yapılması,

-Proje bazlı bu önerilerin sisteme nasıl entegre edileceği, hangi sorunları çözmeye ya da hangi sorunları yaratmaya aday olduğuna ilişkin geniş kapsamlı değerlendirmeler yapılması,

-Proje bazlı bu önerilerin sisteme nasıl entegre edileceği, hangi sorunları çözmeye ya da hangi sorunları yaratmaya aday olduğuna ilişkin geniş kapsamlı değerlendirmeler yapılması,

-İklim değişikliğinin yaşanmasında, sera etkisinin oluşmasında önemli paya sahip olan karbondioksit emisyonlarının karayolu ağırlıklı olması nedeniyle önceliğin raylı toplu taşıma sistemlerine, bisiklet ve yaya ağırlıklı düzenlemelere verilmesi gerekmektedir.

Gelişmiş ülkelerde gerçekleştirilen örneklere bakıldığında, kent merkezleri artık yayalara ayrılmakta, yollar trafikten arındırılarak yayalara verilmekte, sosyal ve kentsel yaşamın bir parçası haline dönüştürülmeye çalışılmakta iken, kentlerimizde gündeme getirilen projeler ile yaya hakları ortadan kaldırılmaya, otomobillerin önü açılmaya çalışılmaktadır.

Yine dünyada toplu taşımayı özendirici ve düzenleyici yaklaşımlar esas alınmakta, öncelikler insan ve mevcut altyapının daha verimli kullanılmasına odaklanmakta iken, son yıllarda İzmir gündemine de getirilen parçacı ve yatırımcı yaklaşımlar, kaynakları ve çevreyi tükettiği, geçici çözümler yaratıp sorunları daha da arttırdığı için çağdışı ve yanlış olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca İzmir'in en önemli sorunlarından biri haline gelen otopark sorununun çözümü konusunda başarılı uygulamalar sergilenemediğinden, yaşam çevrelerinde otopark sorunu yaşayan toplum kesimlerinin beklentileri karşılanamadığından, sokaklarda ve kaldırımlarda yaşanan özel araç işgali her geçen gün arttığından en önemli projeler dahi halk tarafından bu kapsamda değerlendirilir olmuştur.

Bu temelden bakıldığında daha çevreci ve otomobil kullanımını azaltıcı bir toplu ulaşım projesi olan tramvay, kentimiz için uygulanmasında geç bile kalınmış bir projedir. İzmir kent merkezinde kent dokusu kemikleşmiş olduğundan, bu tür etki alanı büyük olan uygulamaların gerek güzergâhının belirlenmesinde, gerekse de ulaşım planlaması açısından maksimum yarar sağlayabilmesi imkânsız hale gelmektedir. Bu bağlamda, geç kalınmış bir toplu taşıma uygulaması olsa da başta bahsedilen ilkeler temelinde kazanımları her zaman olacaktır.

Ancak, yukarıda da bir kısmını belirttiğimiz İzmir'in giderek artan sorunlarına yenilerini eklemeye aday, tepeden inme projelerde olduğu gibi, halkımızda ve biz meslek odaları nezdinde de plansız programsız gerçekleştirildiği kuşkusu uyandıran tramvay projesinin güzergâh belirlenmesi konusu

basından takip edilir hale dönüştürülmüş, kentin gündemindeki tramvay projesinde de katılımcı bir yaklaşım gösterilmemiştir. Proje aşamasında, kentin gerçek sahipleri olan İzmir halkının ihtiyaç ve fikirleri göz ardı edilmiş, proje geliştirme sürecinde şeffaf bir yapı sergilenmemiş ve kulaktan kulağa yayılan bilgilerle yetinilmesi istenmiştir.

Meslek odalarımızın sınırlı imkânlarla elde ettikleri bilgiler doğrultusunda oluşturdukları ayrıntılı inceleme raporları ve önerileri, tramvay projesini yürütmekte olan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na iletilmiş, sunulan önerilerin dikkate alınarak projenin revize edilmesi istenmiştir.

Buna karşın, tramvay projesinin başlangıcından gelişim sürecine kadar geçen süreçte olduğu gibi, ilgili çevrelerle bilgi paylaşımı yapılmamakla birlikte, katılımcı bir yaklaşım sergilememekteki ısrarlı tutum devam ettirilmektedir. Tramvay gibi doğrudan halkın ulaşımına konu toplu taşıma sistemlerine ilişkin projelerin, halktan gizlenerek, sadece güzergâh üzerinde yaşayan kentlilerle yapılmış anket sonuçları paylaşılarak ya da bilgisayar ortamında üretilmiş süslü görselleri kamuoyuna gösterilerek başarılı sonuçlara varamayacağı gerçekliğinin kent yöneticileri tarafından benimsenmesi gerekmektedir.

Bu nedenle TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Ulaşım Komisyonu tarafından hazırlanmış olan bilgilendirme broşürü ile İzmir halkının, tramvay projesi hakkında bildiklerimiz, bilmediklerimiz ve tramvay gibi toplu ulaşım projelerinde izlenmesi gereken yöntemin nasıl olması gerektiği hususlarında bilgilendirilmesi sağlanmaya çalışılacaktır.

Kenti yönetenlerin, bu ve benzeri projeleri, hem projeden faydalanacak olan kent halkıyla, hem de ilgili meslek örgütleri ve uzmanlık kuruluşları ile daha geniş biçimde paylaşmasını diliyoruz.

TMMOB İZMİR İL KOORDİNASYON KURULU