Mimarlar Odası olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni Tramvay ve Kıyı Tasarımı projelerindeki mesleğe, bilime, çevreye duyarsız tavrından vazgeçmeye davet ediyoruz.
Tramvay, doğru projelendirildiğinde ve uygulandığında kent içi araç yoğunluğunu azaltan, kentlilere konforlu ulaşım olanağı sunan ve birçok çağdaş kentin yüzyılı aşkın süredir toplu taşım alternatiflerinden biri olan ulaşım aracıdır. Aynı zamanda İzmir’in de ne yazık ki geliştirilemeden terk edilen bir tramvay geçmişi bulunmaktadır. Bu bağlamda İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kent merkezindeki araç yoğunluğu ve merkezin çevre ilçelerle olan bağlantılarında yoğunlaşan trafik yükünün azaltılması amacıyla tramvay seçeneğini hayata geçirmesi olumlu bir adım olarak değerlendirilmişti.
Ancak kent için büyük önem taşıyan ve maliyeti yüksek bu projenin süreci ne yazık ki katılımcı yönetim anlayışından uzak, kentlilerin, ilgili meslek odaları ve bilimsel kurumların görüş ve önerilerine kapalı olarak sürdürülmektedir. Önceki açıklamalarımızda defalarca eleştirdiğimiz bu kapalı süreç birçok soruna yol açmakla birlikte son günlerde özellikle tramvay projesinin rasyonel, kamu yararına uygun ve çevreye duyarlı olduğuna dair ciddi şüphe ve endişelere yol açmaktadır.
Projenin güzergah ve çevre duyarsızlığı olmak üzere iki temel sorunu bulunmaktadır.
Hem Karşıyaka hem de Konak’ta güzergahların önemli kısımlarının yolcu talebinin yoğun olmadığı, deniz ulaşımı alternatifine sahip kıyı şeridinden devam etmesi tramvayın trafikte amaçlanan rahatlamayı sağlayacağına kuşku düşürmektedir. Birçok uzmanın uzlaştığı görüş İzmir’de kıyı kesiminde paralel bir hattın değil kıyıdan iç kesimlere uzanacak hatların gerekli olduğu yönündedir. Kıyı kesimindeki toplu ulaşım, geliştirilmeye çalışılsa da hala çağdaş standartların çok altında yararlanılabilen deniz ulaşımıyla karşılanmalıdır.
Bir diğer sorun da bir yandan inşaatlar başlamışken bir yandan hala güzergahın netleşmemiş olmasıdır. Yakın zamandaki bir değişiklikle Şehit Nevres Bulvarı’ndan Cumhuriyet Meydanı’na çıkması planlanan hat Gazi Bulvarı’na alınmıştır. Bu tip revizyonlar projenin yeterli ön çalışma yapılarak oluşturulduğuna dair ciddi şüphelere yol açmaktadır.
En önemlisi tramvay güzergahındaki ağaçların kesilmesi ya da taşınması kabul edilebilir değildir. Kent merkezindeki sınırlı yeşil alanları arttırmak için çaba harcanması gerekirken var olan yetişkin ağaçları kesmek veya taşımak kentsel mekanların niteliğinin düşmesine yol açacaktır. Kaldı ki nadir istisnalar dışında yetişkin ağaçların saksı bitkisi gibi kolaylıkla taşınması mümkün değildir. Gezi Parkı’ndaki ağaçlar için canı pahasına direnen bu topluma artık “biz sizin ağaçlarınızı taşıdık” deme cüreti gösterilmemelidir. Bu bağlamda şimdiye kadar nereden, kaç ağacın kesildiğinin, kaç ağacın taşındığının, taşınan ağaçların şu anki durumlarının ne olduğunun ve süreçte ağaç kesimi ya da taşınmasının söz konusu olup olmadığı açıklanmalıdır.
Gündemdeki bir diğer önemli proje olan Kıyı Tasarımı projesi de benzer şüphe ve aksaklıklarla sürdürülmektedir. Üst ölçekte kentin mekânsal niteliği iç kesimlerine göre oldukça iyi durumda olan kıyı bandına bu kadar maliyetli ve rekreatif ağırlıklı projeler geliştirilmesinin kentin önceliği olduğunu iddia etmek mümkün değildir. Aynı tasarım emeği ve maddi kaynağı kentin tasarıma, nitelikli mekanlara muhtaç iç bölgelerine yönlendirmektense kıyı bandında yeşil yaya üstgeçitleri yapmak, döşeme taşlarını değiştirmek gibi projelere öncelik vermek tartışılması gereken bir stratejidir.
Ayrıca özellikle Mustafa Kemal Sahil Bulvarı’nda kıyının gerekli raporlar hazırlanıp, planlar onanmadan, çevresel etkileri değerlendirilmeden doldurulması ve bir çok ağacın yok edilmesi ne yazık ki çevresel duyarsızlığın tramvay projesi ile sınırlı bir istisna değil belediyede yerleşen bir tavır olduğunu göstermektedir.
Tüm bu gelişmeler bağlamında demokratik ve katılımcı yerel yönetimi hak eden kentimizin sosyal demokrat belediyeciliği benimsediğini iddia eden yerel yönetim mekanizmasının kenti ve kentliyi yakından ilgilendiren böylesine kritik projeleri daha şeffaf, katılımcı ve çevreci bir süreçle yürütmesini beklemekteyiz. Tramvay gibi kentin toplu ulaşım sorununa yeni bir soluk getirebilecek bir alternatifin yeterli bilgilendirme yapılmadan, mesleki ve bilimsel kuruluşların görüş ve önerileri dikkate alınmadan özensizce yapılmasına, kentin iç kesimlerinin acil altyapı ve nitelikli mekan gereksinimi içindeyken kaynakların kıyıya aktarılmasına bu kentte kimsenin hoşgörü göstermeyeceğini vurgulamak isteriz.
TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu
27.04.2016