T.C. Anayasa Mahkemesi; 21 Mayıs 2013 tarihli torba yasaya eklenen ve 2872 Sayılı çevre Kanunu’nda getirilen “23 Haziran 1997’den önce yatırım programına alınmış olup bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle planlama aşaması geçmiş veya ihalesi yapılmış olan veya üretim veya işletmeye başlamış projeler ile bunların gerçekleştirilmesi için zorunlu olan yapı ve tesisler ÇED kapsamı dışındadır” düzenlemesini, gecikmeli de olsa anayasaya aykırı bularak iptal etmiştir. Böylece 3.Havaalanı, 3.Köprü, Gebze Otoyolu, Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santraller (HES) ve benzeri gibi bir çok projeler çevresel Etki Değerlendirmesi Muafiyeti korumasından çıkmıştır.
çevresel Etki Değerlendirmesi yapılması ve olumlu rapor alması zorunlu hale gelen bu projeler iktidarın ekonomik istikrar söylemleriyle rant sağlamak amacıyla yapılaşmaya açtığı doğal alanlarda yer almaktadır. İktidar; yatırımcı ve uluslararası şirketler, çevresel ve sosyal maliyetleri üstlenmek istemedikleri için büyük projelerin ÇED sürecinden muaf tutulması talebini; çevre Kanunu’nda getirdiği değişiklikle düzenlemiş ve Danıştay’ın yetki alanından çıkararak daha önce durdurulan uygulamanın önünü açmıştı.
İktidarın sürdürdüğü politikalarla ülkemizin tamamında, kentsel ve kırsal alanları, tabiat varlıkları, bütün koruma alanları, ormanlar, kıyılar, milli parklar, doğal sit alanları, meralar, yaylalar, kışlaklar vb. tüm çevre rant alanları haline getirilmekte ve doğal kaynaklar yok olmakta, yeraltı ve yerüstü su kaynakları kirletilmekte, kentsel, kırsal çevre sorunları hızla artmaktadır. Buna karşın, birbiri ardına planlanan ve yürürlüğe sokulan bu projelerle ilgili meslek odaları ve hatta kamu kurumları tarafından düzenlenen raporlar göz ardı edilmektedir.
Anayasa Mahkemesi’nin Kararı, T.C. Anayasası 56.Maddesinde yer alan sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını korumakta ve Devlete bu maddede yer alan “çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek” ödevlerini hatırlatmaktadır.
Esas itibariyle çevre yağması ve rant amaçlı bu projeler nedeniyle oluşacak çevre tahribatı geri dönülemez boyutlara ulaşmadan önce, projeler hakkında hazırlanan raporlar kamuoyu ile paylaşılmalı ve ilgili idarelerce incelenerek gerekli önlemler alınmalıdır.
Mimarlar Odası olarak; sağlıklı yaşam çevrelerinin oluşturulması için, kentsel, kırsal tüm doğal kaynakların sömürülmesi karşısında, öncelikle doğal kaynaklarımızın ve çevremizin korunması amacıyla verdiğimiz mücadeleye devam etmekte kararlı olduğumuzu bir kez daha vurguluyor ve iktidarı Mahkeme Kararlarına uymaya çağırıyoruz.
TMMOB MİMARLAR ODASI