Yerel basında
Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi binasının İl Emniyet
Müdürlüğü'ne tahsis edilmesine yönelik haberler yayınlanmış
bulunuyor. Ayrıca bu yapının hemen bitişiğinde yer alan Resim
Heykel Müzesi’nin yıkım tehdidi altında olduğunu da öğrenmiş
durumdayız.
Resim
Heykel Müzesi ile ilgili bilgisine başvurduğumuz Kültür ve
Turizm Bakanlığı'nın bize ilettiği yazısında; İzmir Valiliği
Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı'nca 2018 Türkiye
bina deprem yönetmeliğine göre yaptırılan deprem dayanım
performans analizi sonucunda, yapının depreme dayanıksız
olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle içindeki eserlerin
taşınmasına karar verildiği söylenmektedir. Bilinmesini isteriz
ki özellikle 1999 yılından önce yapılan tüm yapıların 2018
deprem yönetmeliğine göre yapılacak performans analizi
testlerinde dayanıksız çıkması çok normaldir. Günümüzde
güçlendirme teknikleri çok gelişmiştir ve bu teknikler ile bu
çok değerli yapı rahatlıkla güçlendirilebilir. 2000’li
yılların başında benzer bir konunun gündeme geldiğini
biliyoruz, o zamanki koşullarda dahi güçlendirme projesi
hazırlanması istenmişken, aradan geçen 20 yılı aşkın sürede
teknolojideki ilerleme ile güçlendirmenin çok daha rahat
yapılabileceği ortadadır.
AKM
hakkında medyada yer alan haberlere göre, İl Emniyet Müdürlüğü'nün
bu binayı alması durumunda sahnelerin kırılarak döşemeler elde
edilmesi planlamaktadır. Mimarlar Odası İzmir Şubesi olarak,
binaya yapılması düşünülen bu büyük müdahalelerin yanlış
olduğunu belirtmek isteriz.
Resim
Heykel Müzesi, 1973 yılında Prof..Dr. Muhlis Türkmen ve İnal
Göral tarafından tasarlanmış, ardından aynı mimarlar tarafından
Atatürk Kültür Merkezi, müze ile bütünleşik bir sanat ve
kültür merkezi olarak tasarlanmıştır.
Tasarımda
göze çarpan en önemli unsur; mekânlar arası ilişkilerin hem
sirkülasyon olarak hem de görsel olarak sağlanmasıdır. İzmir’in
imbatının bina içinde ve dışında hissedilebilmesini sağlamanın
da tasarımın ana yaklaşımlarından birisi olduğu söylenebilir.
Resim Heykel Müzesi aynı zamanda 1988 yılı Mimarlar Odası Ulusal
Mimarlık Ödülü sahibidir. Ulusal Mimarlık Ödülüne layık
görülen bir mimari yapıtın kültür mirası olarak
değerlendirilmesi korunması gereken eserler içine alınması
gerekir.
İzmir’in
kent ve toplumsal belleğinde önemli yer tutan her iki yapı aynı
zamanda silüete saygı duyan, yapıldığı günden günümüze
kadar şehrin ana meydanında önemli röper noktaları olarak
İzmir’in kimliğine ve kültürüne katkı koyan ve kentin
kültürel hayatı için ihtiyaç olan vazgeçilmez ölçüde değerli
yapıdır. Yapılar kesinlikle mevcut işlevleri dahilinde korunmalı
ve gerekli güçlendirmeler ile yapıların üstlendiği misyonların
devamlılığı sağlanmalıdır. Aksini değil önermek, düşünmek
bile İzmir’e ihanettir.
Her
iki yapı sit alanında yer almaktadır ve her yapı için
tanımlanmış olan alanlar kesinlikle resmi tesis alanı değildir.
Özellikle
AKM hakkında basında çıkan haberlerin yanlış olduğunu
umuyoruz, tüm İzmir kamuoyunu bu konuda bir arada durmaya ve
belediye hizmet binası ile başlayan Cumhuriyet dönemi yapılarının
yıkımı kararlarına karşı durmaya çağırıyoruz. Parçası
olmaktan mutluluk duyduğumuz, kültürüne hayran olduğumuz
şehrimizin kültür yapılarını korumak tüm İzmirlilerin
görevidir.
TMMOB MİMARLAR ODASI İZMİR ŞUBESİ