Bilindiği üzere, 2022’nin son günlerinde, 30 Aralık 2022 tarihinde Bornova’da bir otel inşaatında meydana gelen vinç kazasında 6 işçi yaşamını yitirdi. Olay, her ne kadar “kaza” olarak tanımlanıyorsa da Bornova’da göz göre göre gelen bir iş cinayeti işlendiği açıktır.
Öncelikle belirtmek isteriz ki, maksimum rantı insan yaşamından daha değerli gören, işçilerin yaşam hakkını gözetmeyen politikalar varlığını koruduğu sürece, iş cinayetleri artarak devam edecektir. TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu olarak, meslek alanlarımızdan yola çıkarak alınması gerektiğini düşündüğümüz bir dizi tedbiri şu şekilde sıralayabiliriz:
- Meslek içi eğitim kapsamında, kule vinç montajı ve kule vinç bakımı eğitimleri düzenlenmelidir. Bu eğitimlerin Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) gibi piyasalaşan bir kurum eli ile değil, kamusal denetimin etkin olduğu kamu kurumları ve kamu kurumu niteliği taşıyan meslek örgütleri tarafından verilmesi gerektiğine inanıyoruz.
- Tüm kule vinç üreticisi firmaların ürettikleri tüm modellere ilişkin kurulum, kullanım ve bakım bilgilerini içeren kullanım kılavuzlarını anlaşılabilir bir Türkçe ile yayınlaması ve operatörlerin kullanımına açması gerektiğini düşünüyoruz.
- 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çerçevesinde, iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri tek elden yönlendirilmeli, işveren ile iş güvenliği uzmanı arasındaki ekonomik bağ koparılmalıdır. Bu süreç kamu kurum, kuruluşları veya meslek odaları tarafından yönetilmeli, İş güvenliği uzmanlarının işvereni, kamu kurum, kuruluşları veya meslek odaları olmalıdır.
- Kule vinçlerin montaj bakım ve işletmelerine ilişkin ulusal mevzuat düzenlenmelidir. Kule vinç bom (kol) çalışma ve şaryo (araba) çalışma aralığının tanımlanarak bunların şantiye içi yaşam alanları ve şantiye dışı meskûn mahalleri tehlikeye sokmayacak şekilde sınırlandırılması, montaj uygunluk değerlendirmeleri (kamusal denetim), zemin etütleri kontrolü ve ilgili meslek odalarından alınacak uygunluk değerlendirmesi raporlarına bağlı olarak inşaat ruhsatlarının düzenlenmesi sağlanmalıdır.
Bu sıralananlar, gerçekleştirilmesi çok zor öneriler değildir. Ancak kârlarından bir kuruş dahi feragat etmek istemeyen sermaye ve onların hamisi konumunda bulunan iktidar için atılmasından kaçınılan adımlardır. Bu tedbirler alınmadığı sürece; yaşamını yitiren, yaralanan, hayatını engelli olarak sürdürmek zorunda kalan her işçinin kanı, iktidarın ve patronların eline bulaşmış olacaktır. TMMOB iktidar tarafından itibarsızlaştırma ve yasal düzenlemeler aracılığıyla etkisizleştirilme çabalarına karşın anayasa, kanun ve yönetmeliklerin meslek odalarına yüklediği sorumlulukları gereği iş kollarında sermayenin kar hırsı nedeniyle işçilerin yaşadığı bu cehenneme sessiz kalmayacak, mücadele etmeye devam edecektir.
Sonuç olarak; TMMOB İzmir İKK olarak, sıraladığımız ve ivedilikle gündeme alınması gereken adımların atılması doğrultusunda çabalayacağımızı ve bunun takipçisi olduğumuzu duyururken, tüm yurttaşlarımızı bu doğrultuda talepte bulunmaya ve kamuoyu baskısı oluşturmaya davet ediyoruz.
TMMOB İZMİR İL KOORDİNASYON KURULU