Askeri kamu arazilerinin özel mülkiyete çevrilerek imara açılması, halkın olanın sermaye gruplarına rant aracı olarak sunulması, kamu arazilerinin kamunun elinden alınarak özel şirketlere ve girişimlere aktarılması uygulamalarından ve bu anlayıştan ivedilikle vazgeçilmelidir.
Kentsel dokunun içerisinde kalan askeri alanların özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrası kent dışına taşınması tartışmaları bu alanların daha çok imar baskısı altında kalmasına neden olmuştur ve boşaltılan askeri alanlara dair imar planları düzenlenerek üst ölçekli imar planlarına uyarlı olmayan, kamu yararı gözetmeyen ve kamusal alanların sermaye gruplarına aktarılmasına olanak sağlayan düzenlemeler gerçekleştirilmektedir.
Deprem gerçeği bir kez daha göstermiştir ki kentlerimizin planlı, sağlıklı ve afet dirençli dönüşümleri ve gelişimleri sağlanmak zorundadır. Buna karşın fiziki özellikleri sebebi ile bulunduğu bölgelerini yeşil altyapısı ve kamusal kullanım potansiyeline katkı sağlayabilecek askeri alanlar atılan yanlış adımlarla kamunun elinden koparılmakta ve üst ölçek plan kararlarına çelişir şekilde düzenlemeler yapılmaktadır.
29.03.2023 tarihinde İzmir Ticaret Odası kurumsal web sitesi ve medyada Bornova’da yer alan askeri kışlanın sanayi sitesi olacağı duyurulmuş ve şartların sağlanması ve koşulların yerine getirilmesi halinde alanın İzmir Ticaret Odası’na devrinin yapılabileceği ifade edilmiştir. Kamuya ait olan ve kamu tasarrufunda bulunan bu alanın özel mülkiyete dönüştürülmesi kamu yararına aykırıdır.
1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni plan notlarında; "Kentsel Yerleşmeler içerisinde yer alan Askeri Alanların, Milli Savunma Bakanlığı`nın programı dahilinde Askeri Alandan çıkarılması halinde, bu alanlar sosyal donatı alanı olarak değerlendirilebilir." İfadesi yer almaktadır. Askeri alanların dönüştürülmesi durumunda kamusal kullanımlara ayrılacağı ve mülkiyetinin kamuda kalması plan notu ile hükme bağlanmıştır. Aksi herhangi bir uygulama 1/25.000 Plan notlarına aykırı bir durum oluşturacaktır.
Giderek artan kent nüfusları, idareler tarafından planlama ilkeleri hiçe sayılarak alınan kararlar ve yapılan uygulamalar sebebi ile kentlerimiz sağlıklı ve sürdürülebilir yaşam alanları olmaktan uzaklaşmaktadır. Ne yazık ki bu yaklaşım kentlerimizin geleceğini tehlikeye atmaktadır. Henüz depremin üzerinden aylar geçmemiş ve kentlerimizin planlanması ve yapılaşmalarını yeniden daha afet dirençli ve insan odaklı ele almalıyız tartışmalarını sürdürürken atılan bu adımlar yaşanan felaketten ders çıkartılmadığını göstermektedir.
Hiçbir kamu arazisinin özel mülkiyete dönüştürülerek kamunun elinden alınmasına müsaade etmeyeceğimizi, kamu yararına aykırı uygulamaların karşısında olduğumuzu ve mücadelelerimizden vazgeçmeyeceğimizi kamuoyuna duyuruyor ve tüm halkı mücadelelerimize ortak olmaya davet ediyoruz.
TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şubesi